Dizi izlemek bir çok insana geyik bir aktivite olarak gelir.Aslında çok yoğun çalışan, evli (yani dışarıda fazla sosyalleşmesi gerekmeyen) insanlar için malum İstanbul trafiğinin ardından kafa dağıtmaya, (hatta resetlemeye) yarayan ideal, (easy to implement and relatively very cheap, off bu yazıda bile aklıma işte kullandığımız effectiveness chart'ları geldi bak, dizi izliyor olsaydım şimdi böyle olmazdııı...:) bir yöntemdir.
Herkes kendine en az 1 en fazla 3 (maksimum dozdur, bunu aşarsanız yan etkiler baş gösterir) dizi bulmalı, düzenli takip etmeli, işte de aynı diziyi izleyenlerle ertesi gün kritik yapmalı..
İşte benim top 3 dizim:
1) Fatmagül'ün suçu ne-->Kavuşamayan aşıklar, imkansız gibi görünen bir aşk... belki hiç bu duyguyu yaşamadığım için (çok şükür tabiki) ilgimi çektiğini düşünüyorum
Geçen sezondan beri fanatiklik derecesinde takip ettiğim bir dizi ( hiç bir bölüm kaçırmadım, yaptığım en büyük çılgınlık iş için gittiğim Barcelona'da akşam yemeği sebebiyle kaçırdığım için gece yarısı otele dönüp internetten izlemek oldu, sabahı bile bekleyemedim yani düşünün:)
2) Muhteşem yüzyıl--> Tarihi (!?) bir dizi olduğu için kendinizi izlerken daha az suçlu hissedersiniz (bir nevi genel kültür sonuçta...) ve çevrenize rahatlıkla bu diziyi takip ettiğinizi söylebilirsiniz...
3) Kuzey Güney--> Vallahi Kıvanç yüzünden değil..:) Senaryo sağlam geldi, ayrıca gerçekten Kuzey'in karakterinde tanıdığım bir insan var bu yüzden de gerçekçi ve etkileyici buldum..
Evet bu akşam cuma, takip ettiğim bir dizi yok (en önemli kural; hafta sonu bir diziye kapılmamak lazım aman dikkat..), bu yüzden de ben kaçar....:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder